19 Haziran 2008 Perşembe
STRATEJİK ARAŞTIRMALAR
Siber War'la dünya bilgisayar ve internet ağı ne noktaya gelmiş. "Promis" yani casus yazılımlar, truva atları dünya sistemini bozmaya, tahrip etmeye, hatta yok etmeye teknolojik olarak yeterli mi? Bugün tespiti yapılabilen 19.000 virüs ve hackerlarla kimler ne yapmak istiyor?.. Acaba bugün ulaşılan elektronik sistemle bankalar çökertilip, baraj kapakları açılıp, ölüm saçan elektronik silahların ve en basitinden uçakların elektronik donanımları, enerji hatları "kısa devre" yaptırılarak "küçük kıyamet" mi hazırlanmaktadır?
Bilgisayar teknolojisinin son geldiği noktada yakın etrafımızda konuşulan sözleri, basılan daktilo tuşunun sesini, çevirdiğimiz telefonun numarasının dalga boyları tespit edilebilmektedir. Günümüzde gizli görüşmelerin, kriptoların, kararların medyada nasıl yayınlanabildiğini hiç düşünmediniz mi? Yoksa bunun için de mi bilimsel boyut arayalım?
Şimdi sıkı durun! Laser ışınlarıyla kapalı ortamda konuşulan sözlerin camdaki titreşimleriyle kelimelerin dalga boyları tespit edilerek "çok özel sır ve mahremiyetler" de mi ortadan kaldırılmıştır?
İnsan bedeni anten vazifesi mi görüyor? Bugün teknolojinin seviyesi frekansları ölçebiliyorsa acaba "zihin frekanslarımız" da ölçülebiliyor mu? Cevap evetse "bilinç"lerimiz de kontrol ediliyor demektir. Bedenin kokusundan, nefesimizden, kalp atışımızdan, İsrail'de olduğu gibi, milliyetiniz veya dininiz tespit edilebiliyor ve "güvenlik" maksadıyla diye bunlar izah ediliyorsa bilimde dünyanın nerelerde bizimse nerelerde olduğumuzu ortaya koymak isterim.
Promisd - gizli yazılımla pek çok faili meçhul soygun ve cinayetler, ekonomik krizler, finans hortumculuğu, bir türlü önlenemeyen trafik kazaları, yanlış tedavi sonucu ölümlerden tutun da uluslar arası ihalelerdeki skandallara kadar kısacası "küçük cinayetlerden" "büyük kıyamete" gidişleri engellemek için bir şeyler yapılabilecek midir? Yoksa bunun altyapısı ve çalışmaları yapılmakta mıdır?
Bin Ladin'in IQ'su 180'dir. Ama 11 Eylül saldırılarını planlamak için 2400 IQ'luk bir beyin lazım ve bu beyin ancak bir “merkez”dir. Ve bu merkezlerin varlığı ikiz kulelerin yıkılmasıyla teyitli midir, yoksa bu harekatta kullanılan uçaklar, "elektronik sistemini üretenlerin veya kontrol edenlerin" kontrolünde çarpmış olabilir mi?
2000 yılında ABD bütçesine konan 10 milyar dolarlık gizli örtülü fonun yukarıda anlatılanları ve çağımızı kontrol için son teknolojik gelişmeleri ihtiva eden "siber" ve "elektronik terörle mücadele" için ayrıldığını düşünebilir miyiz?
Dünya kupasındaki üçüncülük için kozmik merkezde bir çalışma yapıldı. Türk millî takımının kazanması için tüm birim ve sistemler, menfileri yok edip, müspetleri güçlendirdi. Yarı finale çıkıldı. Yapılan araştırmada bu seferlik Türk’ün adı ikinci olsun, üçüncü olsun denildi. Birinci olanlar için kıskançlıklar, düşmanlıklar kazanır ve bunu karşılayacak güçte değiliz dendi. Bir dahaki sefere Türk’ün ayak seslerini duyacağız denildi. Biz bu anlatılanların ve yaşananların canlı şahidi olduk ve yaşadık. Bizden bu haberin bildirilmesi… Acaba bu etkileri sağlayan güçler var ve hakikat miydi? Yoksa ikinciliği kazanmamız sadece bir tesadüf mü?
Türk Devleti ABD, İngiliz gibi sen de büyük devlet, güçlü devlet olmak; hâdim değil, hâkim olmak istersen mutlaka ve mutlaka "Milli yazılımı”nı yapmalısın ki dünyaya hâkimiyetin ve hâdimiyetin eskiden olduğu gibi mümkün olsun.
ABD’nin Microsoft yazılımına bizler Türkiye’de karargah kurdurmak isterken; niçin Avrupa devletleri ve başta Almanya kullanmamaktadır. Hiç düşündünüz mü?.. Bizler ne yapıyoruz onu da siz düşünün...
Dünyaya hükmetmiş bir “ruh”un bu evlatları sadece B. Gates’lerin ürettiği teknolojilerin esiri olmak için mi yaratılıyor acaba.
Adımız Ahmet değil de Johny, Care, Smith veya İvan olsaydı bizim de bulduğumuz “kozmik gübre”, “kozmik dalga know-how teknolojisi” ile dünya “nobel ödülü”ne aday olabilir miydik acaba?
Ahmet Maranki S. Yamazaki’nin “gel çalışalım“ çağrısını bundan sonraki ömrünü büyük “ruh”a hizmet ve ebedi saadet kazanmak için harcamak istediğini belirterek “şimdilik” nazik bir dille reddetmiştir. Nereye kadar?..
İnşallah sonsuza kadar bu ruhu taşıyalım.
Detaylar için
Kozmik Bilim ve Bilinçle Yaşam Enerjisi'ne kitabımıza bakabilirsiniz
Kaydol:
Yorumlar (Atom)